Birgül Demirtaş
42 Evler (Körfez Mah.), sakin İzmit’in sakin mahallelerinden bir tanesi. Şehir merkezinde, İzmit Fuarı’nın hemen yanıbaşında. İzmit merkeze 3 km. uzaklıkta. Ben çocukken taşındığımız mahallemizde ne çok anım var. Çocukluğumun ve gençliğimin çoğu hatırası 42 Evler’de… Alifuatpaşa’dan İzmit’e taşınmamızdan bu yana annemler hep aynı mahallede oturdu. Bir mahallenin 45 yıllık tarihine şahit olduk. Her zaman huzur buldum, her daim çok sevdim. Lisans yıllarımdan beri yaşadığım kalabalık megakentlerden sonra İzmit herzaman bir kaçış, biz huzur mekanı oldu benim için. Ve de güven içinde bir yaşam merkezi…
Ne var ki, kentimiz Kocaeli büyürken ve gelişirken, yaklaşık son 10 yıldır canım mahallemizin gözümüzün önünde nasıl geriye gittiğine şahit olmak üzüntü verici.
Kocaeli, üniversitenin büyümesiyle de doğru orantılı olarak hem nüfus hem sosyal etkinlikler açısından çok büyüdü. 1990’da 940.000’e yakın nüfusu barındıran kentte bugün yaklaşık 2 milyon kişi yaşıyor. Demografinin büyümesi, aynı zamanda, kentin sosyal yaşamını da etkiledi. Son yılların en büyük kazanımlarından birisi kent merkezindeki yürüyüş yolumuzun genişletilmesi oldu. Sekapark açıldı, Plajyolu yeniden düzenlendi. Şehir merkezinde yeni pekçok kafe açıldı. Tramvay seferleri başladı.
Yalnız ne var ki İzmit merkezde bu gelişmeler yaşanırken, nasıl ve neden olduğunu anlayamadığımız bir şekilde 42 Evler mahallemiz yaklaşık 10 yıldır geriye gitmeye başladı. Öyle ki, ne Büyükşehir Belediyesi ne de İzmit Belediyesi’nden yeterince ilgi görmemeye başladı.
Mahallemizin her iki belediye tarafından da unutulmasının en büyük etkisini öncelikle ulaşımda görmeye başladık. Önceden hem minibüs hem de belediye otobüsümüz vardı. Sonra birdenbire belediye otobüsü kaldırıldı ve kentin en eski dolmuşları mahallemize gönderildi. 94 nolu bir dolmuş hattı mahallemizle şehir merkezi arasında ulaşımı sağlıyor. Bu hatta çalışan minibüsleri gerçekten görmelisiniz. Çarpık çurpuk merdivenler, eski püskü koltuklar, bazı dolmuşlarda tutunacak hiçbiryeri olmayan kapılar, tek bir yerde “dur” butonu… Antik eserler müzesine kaldırılsa yeri var gerçekten. Aynı zamanda bu dolmuşlar, hamile, çocuklu, yaşlı ve engelli insanların binmesi için asla uygun değil. Ne çocuk arabasıyla binebilirsiniz ne de bastonla. Sapasağlam insanlar bile, o çarpık çurpuk merdivenlerden zor çıkıyor. Sanırım Türkiye’de bu kadar eski dolmuş çok az yerde kalmıştır. İzmit, Türkiye’de kişi başına düşen milli gelirin en yüksek olduğu il. Ancak mahallemiz bu zenginlikten hiçbir pay almıyor, alamıyor.
Üstelik sözkonusu minibüslerin saatleri oldukça seyrek. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi websitesinde kalkış saatleriyle ilgili bir liste var, ancak şoförler belirtilen saatlere uymuyor. Yarım saat, 45 dakika beklediğimiz oluyor.
Bir de güzergah meselesi var açıkçası. Eski güzel zamanlarda mahallemizin dolmuşları ve otobüsleri tüm şehir merkezinden geçerken son yıllarda tuhaf bir uygulama başlatıldı. Tren garı durağından sonra dolmuşlar E 5’e çıkıp, ancak 2 km gittikten sonra tekrar şehir merkezindeki yola giriyor. Bu durum, ne anlama geliyor? Eğer şehrin merkezinde işiniz varsa en yakın dolmuş durağına erişebilmek için 1 ila 1,5 km yürümeniz gerekiyor? Hamile, çocuklu, engelli ve yaşlı insanlar o kadar yolu nasıl yürüsün? Ya elinizde ağır çanta vs varsa? Neden yürüsün insanlar onca yolu? Eğer belediyelerimiz şehir merkezindeki trafiği rahatlatmak istiyorsa özel araçlara kısıtlama getirmeliler. Neden toplu ulaşım aracının şehir merkezindeki güzahı kısıtlanır? İnsan merak ediyor gerçekten.
Bir başka sorun da Sanayi Mah.’nin çok büyüdüğünün, şehir ulaşım planları yapılırken gözardı edilmesi. Kendi muhtarlığı, kendi camii olan mahallenin kendi dolmuşu/otobüsü yok. Son yıllarda zaten Sanayi’den kalkan dolmuşların çoğunluğu 42 Evler’e gelene kadar doluyor. Dolayısıyla bizim mahalleden binen insanlar, ayakta gidiyor. Ki bu insanların bir kısmı 65 yaşının üzerindeki komşularımız.
Bir de İzmit Fuarımızı anlatmasam olmaz. Canım Fuar’da nasıl güzel anılarım var. Hem Lunapark hem de her dedemler geldiğinde göl kenarında yaptığımız yürüyüşler, dinlediğimiz konserler, gittiğimiz tiyatrolar… Hayatımda ilk profesyonel tiyatroya İzmit Fuarı’nda gittim. İlk konseri de muhtemelen orada izledim. Bütün yıl dört gözle fuarın açılmasını beklerdik. Önce lunapark, sonra diğer kısımlar açılırdı. Tam da o zamanlarda okul kapanır, tatil başlardı. Adeta koşarak giderdik fuara. Fuar, 42 Evler mahallemize yürüme mesafesi. Onun için yaz aylarında her hafta en az bir kere mutlaka giderdik. Sonra nasıl olduğunu tam anlayamadığım bir şekilde İzmit Fuarı, Lunapark’a indirgendi. Belediyenin binaları Fuar’ın içine inşa edildi. Güzelim yemyeşil Fuar betonlaştı. Artık İzmit Fuarı’ndan geriye pek bir şey kalmadı. Umarım Fuar eskisi gibi yine capcanlı hale gelir. Şehirde soluklandığımız güzel Fuar’ımıza umarım yeniden kavuşuruz.
Başka bir sorunumuz, mahalledeki “dere”miz. Adına “dere” diyebilir miyiz emin değilim. Fabrikaların atıklarını akıttıkları suni bir “dere” var mahallemizde. Defalarca mahalle sakinleri tarafından şikayet edilmesine rağmen hala orada yanıbaşımızda zehir saçmaya devam ediyor. İklim değişikliğinin bu kadar hayatlarımızı doğrudan etkilediği bir zamanda, bu derenin tamamen kapatılmasını istiyoruz. Fabrikalar, kendi atıklarını evrensel standartlarda dönüştürmeli. Bizi zehirlemeye hiçbir fabrikanın hakkı yok.
Öte yandan, 42 Evler deyince elbette aklıma okulum gelir. Türk Pirelli İlköğretim Okulu’nda hem ilkokulu hem de ortaokulu okudum. 8 güzel sene. Hocalarımızın çoğunluğu çok iyiydi. Okul binamız 2,5 sene önce ne yazık ki yıkıldı. Neden yıkıldığını okuldaki yetkili isimler dahil kimse bilmiyor. Üstelik bina 1999 depreminde de herhangi bir zarar görmemişti. Zaten Sanayi Mah.’nde okul olmadığı için, oradaki tüm çocuklar Türk Pirelli İlköğretim Okulu’nda okuyordu. Okul mevcudu giderek kalabalıklaşmıştı. Şimdi tek binaya sıkışan tüm öğrenciler ve öğretmenler için hayat çok daha zor. İnşaat ise çok yavaş ilerliyor. Üzücü ve düşündürücü.
Sözün özü, kent yönetimleri, şehrin kaynaklarını tüm mahallelere adil dağıtmalı. İzmit’te ne yazık ki yatırımların çoğunluğu belli mahallelere yönlendirildi. Oralara hem yürüyüş yolları yapıldı; hem de hem belediye otobüsü hem dolmuş hem de tramvay hattı kondu. 42 Evler’deki canım mahallemiz yaklaşık son 10 yıldır hiçbir hizmetten pay alamadı.
Umarım yerel seçimler yaklaşırken belediyelerimiz 42 Evler Mahallemizi de hatırlar… Umut dünyası… Söz uçar, yazı kalır, belki paylaşmak ve üzerinde düşünmek hepimize iyi gelir. Olur ya belki belediyelerimizin yöneticileri gelip mahalle sakinlerimize kulak verir…